Otizmli çocuk sahibi anne ve babaların en çok merak ettiği şey otizm büyünce geçer mi? Otizm; beynin sağlıklı gelişimini engelleyen, doğumdan başlayarak bireyin tüm hayatını etkileyen nörobiyolojik bir bozukluktur. Genetik kökenli bir rahatsızlık olan otizm; bireyin sosyal becerilerindeki eksiklik, iletişim ve davranışlarındaki farklılıklar ile kendini belli eder.

 

 

Otizmin Tedavisi Var Mı? Otizmli Çocuğum Büyüyünce İyileşir Mi?

 

Türkiye’de her 64 çocuktan biri otizm spektrum bozukluğu ile savaşıyor. Son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkan “Otizmi yendi.” haberleri aslında gerçeği yansıtmıyor. Otizmi bağırsak hastalığı olarak gören uzmanlar, süt ve gluten içeren ürünlerin otizmli çocukları âdeta morfin gibi uyuşturduğunu belirtiyorlar. Özel eğitim ve biyomedikal tedavi yöntemleri ile otizmin yüzde yüz tedavi olabileceğini iddia ediyorlar. Peki bu teori gerçekten doğru mu? (Bkz: Doğru Beslenme ile Otizm İyileştirilebilir Mi?)

 

Hafif, orta ve ağır derecedeki belirtilerle ortaya çıkan otizmin en hafif versiyonu olan atipik otizm ile yüksek fonksiyonlu otizmin hafif şiddetli türü olarak kabul edilen asperger sendromunun belirtileri, yoğun eğitim ve tedavi ile büyük oranda kaybolabilir. Aslında hem atipik otizm hem de asperger sendromu tamamen yok olmaz, fakat çocukluktan başlayarak verilen yoğun davranış terapileri ile yetişkinlik döneminde, bu rahatsızlıklardan muzdarip olmayan sağlıklı bireylerden ayırt edilemez seviyeye ulaşabilirler. Otizm erken safhada disiplinler arası uzmanlıklardan yararlanarak teşhis edilirse, bireyin yaşama entegre olması ve dış dünyayla sağlıklı bir iletişim kurması sağlanabilir.

 

 

Otizm, her ne kadar sonradan tamamen iyileştirilemese de doğum öncesinde alınabilecek önlemlerle engellenebilir. Bunun için anne adaylarının katkı maddesi ve ağır metaller içeren besinlerden uzak durmaları, suni gıdaları beslenme programlarından tamamen çıkarmaları gerekiyor. Bir diğer yöntem ise, genetik analiz ve preimplantasyon genetik tanı yöntemi. Ebeveyn olmayı planlayan aileler, kendi aile öyküleri ile ilişkili genetik testler yaptırarak hem kendileri hem de doğacak çocukları için fiziksel ve ruhsal hastalıklara yatkınlıklarını öğrenebilirler. (Bkz: Genetik Testler ile Hangi Hastalıklar Öğrenilebilir?) Ardından tüp bebek tedavisi ile birlikte ilgili genetik testler yapılarak normal olan embriyolar seçilebilir. Preimplantasyon genetik tanı (PGD)  teknolojisi sayesinde, genetik bozukluklar elenerek kişilerin sağlıklı çocuk sahibi olması mümkündür. İlgili tüm testler için e-posta adresimden ulaşabilirsiniz.

 

Otizm spektrum bozukluğu, hem genetik hem de çevresel faktörlerden kaynaklı bir hastalıktır. Otizmi tamamen ortadan kaldıran kesin bir tedavi yoktur. Fakat  sosyalleştirme tedavileri ve özel eğitim ile otizmli çocukların dış dünyaya uyum becerileri geliştirilebilir. Davranış terapisi ile işlevsel bağımsızlık kazandırılabilir. Çevresel faktörler tespit edilerek DNA yapısını ve beyin fonksiyonlarını bozan etkenlere karşı önlem alınabilir. Nutrigenetik uzmanının otizmli çocuklar için kişiye özel hazırladığı gluten, kazein ve süt ürünlerinden uzak beslenme programı ile otizm semptomları azaltılabilir. Gerektiğinde medikal destek ile beraber ağır metallerin vücuttan uzaklaştırılma protokolleri de uygulanabilir.

 

 

Kendisi de otizmli bir birey olan Temple Grandin, çocukluktan itibaren aldığı yoğun eğitim sayesinde Colorado Eyalet Üniversitesi’nde profesörlük ünvanına kadar yükselmiştir. Otizmin sıkıntılarını yenme konusunda yaşadığı süreci ve özel eğitim programını anlattığı yazısını aşağıdan okuyabilirsiniz.

 

1. İyi öğretmenler başarı kazanmama yardım etti. Otizmi yenebildim, çünkü iyi öğretmenlerim vardı. 2.5 yaşında deneyimli öğretmenlerin olduğu iyi düzenlenmiş bir anaokuluna verildim. Erken yaştan itibaren bana doğru davranışlar öğretildi. Otistik çocukların gün boyunca yapılandırılmış bir düzene, disiplinli fakat nazik olmayı bilen öğretmenlere ihtiyacı vardır.

 

2. 5 ile 15 yaş arasında benim her günüm yapılandırılmıştı. Bu düzenin dışına çıkmama izin verilmiyordu. Haftanın beş günü 45 dakika bireysel konuşma terapim vardı. Annem bir dadı tuttu; o, ben ve kız kardeşimle birlikte günde 3-4 saat oyun oynuyorduk. Oyun oynarken sıra almayı öğretti. Yemek zamanları herkes bir arada yemek yiyorduk. Benim herhangi bir tuhaflık yapmaya iznim yoktu. Otistik davranışlara geri dönmeme izin verilen tek süre yemekten sonraki bir saatlik dinlenme zamanı idi. Anaokulu, konuşma terapisi, oyun faaliyeti ve kurallara uyulan yemekler haftada toplam 40 saat tutuyordu. Öyle ki, bu sürede beynim dış dünya ile bağlantı içinde oluyordu.

 

Otizm bulunan kişilerin çoğu görsel olarak düşünürler. Ben resimlerle düşünürüm. Kelimelerle düşünmem. Bütün düşüncelerim imgelemimde akan video bantları gibidir. Resimler benim birinci dilimdir, kelimeler ikinci dilimdir. İsimler öğrendiğim en kolay kelimelerdir, çünkü zihnimde kelimenin bir resmini yapabilirim. Yukarı veya aşağı gibi kelimeleri öğretmek için öğretmen bunları çocuğa göstererek vermelidir. Örneğin; uçağı masadan yukarı doğru kaldırırken yukarı demelidir.

 

Uzun sözle yönerge dizilerinden kaçınmalıdır. Otistik kişiler sekansları (birbirini takip eden adımlar) hatırlamakta güçlük çekerler. Eğer çocuk okuyabiliyorsa yönergeleri bir kağıda yazın. Ben sekansları hatırlayamam. Eğer benzincide yol soracaksam sadece üç aşamayı hatırlarım. Üçten çok adımın yazılı olması gerekir. Telefon numaralarını da hatırlamakta zorluk çekerim. Çünkü zihnimde bir resmini yapamam

 

3. Çoğu otistik çocuk resim, sanat ve bilgisayar programlamakta başarılıdır. Bu yetenek alanları teşvik edilmelidir. Çocuğun yeteneklerinin gelişmesine daha çok önem vermek gerekir diye düşünüyorum.

 

4. Pek çok otistik çocuk bir konu üzerinde takılır. Örneğin trenler, haritalar gibi. Bu takıntıları değerlendirmenin en iyi yolu bunları okul görevlerine motive etmek için kullanmaktır. Eğer çocuk trenleri seviyorsa okuma ve matematik öğretirken trenleri kullanınız. Tren hakkında bir kitap okuyunuz, trenlerle matematik problemleri kurunuz. Örneğin; Ankara’dan İstanbul’a bir trenin ne kadar zamanda gideceğini hesap ediniz.

 

5. Sayı kavramlarını öğretirken somut görsel yöntemler kullanın. Ailem sayıları öğrenmem için bana bir matematik oyuncağı verdiler. Bunda 1’den 10’a kadar sayılar için farklı renk ve büyüklükte bloklar vardı. Bununla toplama ve çıkarma yapmayı öğrendim. Bölmeleri öğrenmek için öğretmenimde dört parçaya ayrılan tahta bir elma ve ikiye ayrılan tahta bir armut vardı. Bunlarla çeyrek ve yarım kavramını öğrendim.

 

 

6. Sınıfımda en kötü el yazısı olan bendim. Pek çok otistik çocukta el hareketlerinin kontrolünde güçlük vardır. Düzgün el yazısı bazen çok zor gelir. Bu durum çocuk için bazen çok engelleyici olur. Engellenme duygusunu azaltmak için çocuğun yazmayı sevmesine yardım edin. Bırakın bilgisayarda (tablette) yazsın. Tuşlara basmak daha kolaydır

 

7. Bazı otistik çocuklar okumayı ses verme ile daha kolay öğrenir. Bazısı ise kelimenin bütününü ezberleyerek daha iyi öğrenir. Ben seslilerle öğrendim. Annem ses verme kurallarını öğretti ve sonra benim kelimeleri seslendirmemi istedi. Ekolalisi olan çocuklar daha çok resim kartları ve resimli kitaplar ile en iyi öğrenirler. Çünkü kelimenin bütünü resimlerle birlikte çağrılır.

 

8 . Çocukken okul zili gibi yüksek sesler kulaklarımı rahatsız ediyordu. Dişçinin siniri açık dişi delgi ile oyması gibi… Otistik çocukların kulaklarını rahatsız eden seslerden korunması gerekir. En çok sorun yaratan sesler; ders zilleri, mikrofon hoparlör cızırtıları, yazı tahtasına yazarken çıkan cızırtılar, skor levhasında elektrikli işaretlerin vızıltısı ve sandalyeler çekilirken çıkan gıcırtılardır. Bu tür sesler bazı malzemelerle kamufle edilebilirse çocuk bunlara daha iyi tahammül edebilir. Çekilirken gıcırdayan iskemleler ayaklara lastik makaralar geçirilirse veya halı konursa sessiz hale gelebilir. Çocuk belli bir odada korku duyabilir. Çünkü o odada birdenbire mikrofondan cızırtılı bir ses duymuş ve korkmuştur. Ürkütücü ses korkusu kötü davranışlara sebep olabilir.

 

9. Bazı otistikler ışık titreşimlerinden ve flüoresan ışıklardan rahatsız olurlar. 60 Hz elektrik titreşimlerini görebilirler. Bu sorundan kaçınmak için çocuğun sırasını pencereye yakın koymalı veya flüoresan ışıklar kullanmamalıdır ve daha az titreşim yapan ampuller konulmalıdır.

 

10. Bazı çocuklar ve yetişkinlerde şarkı söyleyebilme, konuşabilmeden daha iyidir. Kelimeler ve cümleler eğer şarkı ile onlara seslenirse daha iyi cevap verebilirler. Seslere karşı aşırı duyarlılığı olan bazı çocuklar, eğer öğretmen onlara fısıltı ile konuşursa daha iyi yanıt vereceklerdir.

 

11. Bazı konuşmayan çocuk ve yetişkinler görsel ve işitsel girdileri aynı anda işleme geçiremezler. Onlar tek kanallıdır. Aynı anda hem görüp hem de işitemezler. Onlara ya sadece görsel bir iş ya da sadece işitsel bir iş verilmelidir. Olgunlaşmamış sinir sistemleri eş zamanlı görsel ve işitsel girdileri işleme koyamamaktadır.

 

 

12. Konuşması olmayan büyük yaştaki çocuk ve yetişkin otizmlilerde sıklıkla dokunma en güvenilir duygudur. Onlar için dokunarak hissetmek genellikle daha kolaydır. Harfler, plastik harfleri hissetmeleri sağlanarak öğretilebilir. Günlük programlarını, programlanan faaliyetten birkaç dakika önce nesneleri (elleyip) hissederek öğrenebilirler. Örneğin yemekten 15 dakika önce çocuğun eline tutacağı bir kaşık verin. Arabaya binmeden bir kaç dakika önce eline bir oyuncak araba verin.

 

13. Otizmi olan bazı çocuklar ve yetişkinler eğer bilgisayarın klavyesi ekrana yakın konursa daha kolay öğrenebilirler. Bu kişinin ekran ile klavyeyi aynı anda görmesini sağlar. Bazı kişiler klavyedeki tuşa bastıktan sonra yukarı doğru ekrana baktıklarında hatırlamada güçlük çekebilir. (Dokunmatik ekranlarda klavye ile ekran aynı yerdedir.)

 

14. Konuşması olmayan çocuk ve yetişkin otizmliler, eğer yazılı kelime ile resmi flash kartta görürse kelime ile resim arasında daha kolay bağlantı kurabilirler. Bazıları satır üzerindeki resimleri anlamaz. Bu yüzden önceleri gerçek nesneler ve fotoğraflar ile çalışılması tavsiye edilir.

 

15. Bazı otistik kişiler konuşmanın iletişim için kullanıldığını bilmez. Eğer dil egzersizlerinde iletişim özendirilirse dil öğrenimi daha kolay olur. Eğer çocuk bardak isterse ona bardak verin ve eğer çocuk bardak istiyor ama (bardak yerine) tabak diyorsa ona tabak verin. Çocuğun kelimeleri söyleyince somut şeylerin olduğunu öğrenmeye ihtiyacı vardır. Eğer otistik kişi, yanlış kelime kullanması yanlış nesne ile sonuçlanırsa, kelimenin yanlış olduğunu daha kolay anlar.

 

16. Birçok otistik bilgisayar faresini kullanırken güçlük çeker. Tıklamak için ayrı düğmesi olan göstergeli sistemler deneyin. (Dokunmatik ekranlar gibi) Ellerinde motor kontrolü problemi olan otistikler, fareyi tıklatırken güçlük çekerler.

 

17. Konuşmayı anlamakta güçlüğü olan çocuklar, sert sessizleri ayrıştırmada zorlanırlar. Kaş’ın K’sı, Çat’ın Ç’si gibi. Konuşma öğretmenim, böyle sesleri duymayı öğrenmem için, sert sessizleri vurgulayarak, uzatarak bana yardımcı oldu.

 

18. Birçok aile bana, televizyondaki yazıların çocuklarının okumayı öğrenmesine yardım ettiğini bildirdi. Çocuk yazıları okuyabilir ve konuşma ile yazıları eşleyebilir. En sevilen programın baş yazıları ile kaydedilmesi uygun olur. Çünkü bu kayıt tekrar tekrar kullanılabilir.

Temple Grandin, Ph.D. Asist. Prof. Colorado S. University (Çeviren: Fatma Sayman)