GDO’lu Buğday Çölyak Hastalığına Mı Sebep Oluyor?

 

Buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahılların yapısında bulunan bir protein grubu olan gluten, genetik ve çevresel etkenlere bağlı olarak bazı kişilerde hassasiyete sebep olur. Glutene karşı aşırı duyarlılık durumu, çölyak hastalığı ve gluten hassasiyeti olmak üzere 2 farklı şekilde karşımıza çıkar.

 

Toplumun yaklaşık %40’ında görülen gluten hassasiyeti, tedavi edilebilen bir tür gıda alerjisidir. Çölyak hastalığı ise, genetik faktörlerden kaynaklanan bir tür özbağışıklık (otoimmün) hastalığıdır. Her ne kadar bu iki hastalık benzer belirtiler gösterseler de, çölyak hastalığı gluten intoleransının çok daha şiddetli bir türüdür. CD-Celliac Disease olarak tıp literatürüne geçen çölyak hastalığı; toplumun yalnızca %1’inde görülen, kişinin tüm yaşamını etkileyen ve teşhisi ancak genetik testlerle mümkün olan bir ince bağırsak sendromudur. Çölyak hastalığında en ufak gluten alımı dahi bağırsakta hasara yol açabilir.

 

 

 

GDO’lu Buğday Hastalıklara Davet Çıkarıyor

 

Açılımı genetiği değiştirilmiş organizmalar olan GDO, genetik mühendisler tarafından laboratuvar ortamında kalıtımsal değişikliğe uğratılmış organizmaları ifade eder. GDO’lu gıdalar, yeterli besin değerlerini içermez ve sindirimi zorlaştırır.

 

GDO’lu ilk buğday, Yeşil Devrim hareketi kapsamında “süper buğday” olarak lanse edilerek Rockefeller Vakfı’nın yürüttüğü Meksika Tarım Programı’nda çalışan Dr. Norman Borlaug tarafından üretildi. GDO’lu buğdayın üretilmesi ile toplumda çölyak hastalığı görülme oranı hızla artmaya başladı.

 

 

Çölyak Hastalığı GDO’lu Buğday Üretimiyle Ortaya Çıktı

 

Tarih boyunca gluten hassasiyetine dair bulgular izlenmiş olsa da, buğday ile çölyak hastalığı arasındaki ilk ilişki 1953 yılında Hollandalı çocuk doktoru Dr. Willem-Karel Dicke tarafından kuruldu. İlkel buğday türü sadece 14 kromozoma (AA genomlu) sahipken, genetik yapısı değiştirilerek doğası bozulan günümüzün hibrit buğdayı 42 kromozomdan (AABBDD genomlu) oluşuyor. GDO’lu buğdayın yapısındaki gliadin proteinleri, bağırsaklardaki bağışıklık sistemini bozarak çölyak hastalığına sebep oluyor. 

 

 

GDO’lu buğdayın yapısındaki gluten, ince bağırsaktaki emilimi sağlayan villus yapısını bozarak ağır hasara yol açar. Gluten hassasiyetinin kronikleştiği çölyak hastalarında, bağışıklık sistemi glutene yabancı bir düşman gibi saldırır. Bunun sonucunda bağırsak duvarı zamanla hasara uğrayarak emilim bozuklukları ortaya çıkar. Şişkinlik, ishal, kansızlık (anemi), depresyon, hâlsizlik, cilt problemleri, ağız kuruluğu, ülser ve reflü gibi şikayetleri olan kişilerin, çölyak hastalığının doğru teşhisi için mutlaka bir genetik uzmanına başvurmaları gerekir.

 

 

 

Çölyak Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

 

Çölyak hastalığının teşhisi için ilk önce ayrıntılı bir muayene yapılarak hastanın şikâyetleri dinlenir. Ardından kan ve dışkı testi ile vücutta eksik olan mineral ve vitamin ölçümleri yapılır. Otoantikorlarla ilişkili olan bağırsak hasarı için kandaki transglutaminaz antikor (IgA, anti-tTG), endomisyal antikor ve gliadin antikor değerleri ölçülür. Ayrıca HLA-DQ2 ve HLA-DQ8 insan lökosit antijenlerine yönelik genetik testler yapılır. Hastalığın tanısında diğer bir teşhis yöntemi ise ince bağırsak mukoza biyopsisidir. Gerekli görülürse bilgisayarlı batın tomografisi gibi görüntüleme yöntemlerinden de faydalanılır.

 

 

Çölyak Hastalığının Kesin Tedavisi Var Mı?

 

Çölyak hastalığı, kişilerin yaşamını ömür boyu etkileyen ciddi bir rahatsızlıktır. Hastalığın tedavisinde en etkili yöntem, glutensiz bir beslenme programını yaşam tarzı olarak benimsemektir.  Glutensiz diyet programının yeterli olmadığı durumlarda ek takviye ve müdahaleler uygulanabilir. Çölyak hastalığı, erken teşhis edilmediği takdirde kemik erimesi ve büyüme geriliği gibi ciddi sağlık problemlerine sebep olabilir.

 

Çölyak hastalığı; GDO’lu buğday başta olmak üzere genetiği değiştirilmiş gıdalar, dengesiz veya yetersiz beslenme ile genetik faktörlerden kaynaklı ciddi bir sağlık sorunudur. Çölyak hastalığının teşhisinde en kesin yöntem, moleküler genetik testlerdir. Bu testler sayesinde kişilerin DNA’sına dair edinilen bilgiler ışığında, erken teşhis aşamasında genetik yatkınlıklar tespit edilerek önlem alınabilir. Aynı zamanda kişiye özel tedavi yöntemleri ve kişinin DNA yapısına uygun kişiye özgü beslenme programı oluşturulabilir.

 

Genetik çölyak testi, gluten hassasiyeti ile benzerlik gösteren hastalığın teşhisinde en kesin tanımlama yöntemidir. Eğer sizin de aile geçmişinizde çölyak hastalığı varsa ya da hastalık belirtilerini taşıyorsanız, bana e-posta gönderebilir ve genetik hastalıkları tanı merkezimizde kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerinden faydalanabilirsiniz.