Likit Biyopsi Kanser Tanı ve Tedavisi’nde Avantaj Sağlıyor mu?

Dünyada her yıl 9 milyona yakın kişi kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Ülkemizdeki kanser vakalarının ise, önümüzdeki 15 yıl içerisinde %70 oranında artması bekleniyor. Kanserin tanı ve tedavisinde yeni yöntemler keşfedilirken, hastaların hayat standartlarını yükseltecek gelişmeler de kaydediliyor.

Günümüzde tüm kanser türlerinin %10-15’inin kalıtımsal olduğu tespit edilmiştir. Genetik yatkınlığı olan bireylerin kansere yakalanma olasılıkları, diğer kişilere oranla daha yüksektir. Kronik bir hastalık olan kanserin tedavisinde, geliştirilen yeni yöntemler sayesinde ciddi ilerleme kaydedildi. Özellikle genetik testler ile kişilerin genetik yatkınlığı belirlenerek, kanser hastalığına yakalanmadan önleyici tıbbi tedbirler alınabiliyor. 

Genetik biliminin gelişmesiyle birlikte kanser hastalığının şifreleri de çözülmeye başlandı. Kanseri yenmenin sırrı erken teşhistir. Bugün girişimsel (cerrahi olmayan) tanı yöntemleri ile hedefe yönelik tedaviler uygulanabiliyor. Erken teşhiste yenilikçi yöntemlerden biri de likit biyopsidir (liquid biopsy).

Likit Biyopsi Nedir? Nasıl Yapılır?

Kanser tanısında kullanılan bir yöntem olan likit biyopsi; kanser hücrelerinin parçalanması ya da yayılması sırasında (metastaz) kana karışan tümör DNA'sının tespit edildiği ve bu DNA parçalarının yeni nesil dizileme (NGS) teknolojisi ile analiz edildiği cerrahi olmayan (noninvaziv) bir tekniktir. İlk olarak Hong Kong Üniversitesi'nden Dr. Dennis Lo tarafından uygulanmaya başlanan likit biyopsi, günümüzde yaygın bir şekilde kullanılan bir tanı yöntemidir. Bugüne kadar yapılan testler yurtdışına gönderilirken, artık ülkemizde de yapılabiliyor. Bazı kanser türlerinde hastalığın nüksetmesi söz konusu olduğunda likit biyopsi faydalı olabiliyor. Hiç kanser teşhisi konulmamış ve tamamen sağlıklı bireylere ise likit biyopsi önerilmiyor.

Likit biyopsi daha çok geleneksel biyopsinin yetersiz olduğu durumlarda, kanser tedavisi sonrası nüks (tekrar) söz konusu olduğunda, tedaviye yanıt alınamıyorsa ya da geleneksel biyopsi yöntemleri tekrarlanmak istenmiyorsa tercih edilir. Özellikle doku biyopsisinin zor olduğu durumlarda likit biyopsi uygulanır. Kansere ait kritik genlerin taranarak tüm gen analizinin yapıldığı bir GENOM incelemesi olan likit biyopside, hastadan alınan kan (3 ila 10 ml)  özel koruyucu içeren tüplere konularak CTC (dolaşımdaki tümör hücreleri) ve ctDNA'lar (dolaşan tümör DNA parçaları) analiz edilir. ctDNA'ların tümörün tüm genetik özelliklerini temsil ettiği kabul edilir. Biyoinformatik süreçte analizin sonuçlanması 2 hafta ile 2 ay arasında değişkenlik gösterir. 

 

Likit biyopsi, toplumsal tarama amacıyla kullanılamaz. Uzman onkologların kararı doğrultusunda ve ruhsatlı moleküler genetik tanı merkezlerinde uygulanmalıdır. 

Likit Biyopsinin Avantajları Nelerdir?

Geç belirti gösteren akciğer, yumurtalık (over), pankreas, kolon ve böbrek kanseri türlerinde, erken tanıda umut veren likit biyopsinin birçok avantajı bulunuyor. Peki likit biyopsilerin kanserin teşhis ve tedavisinde sağladığı kolaylıklar nelerdir?