Diyabet Genlerimizden Mi Geliyor?

 

Birleşmiş Milletler tarafından 20 Aralık 2007 tarihinde global tehdit olarak kabul edilen diyabet, her yıl 3 milyondan fazla kişinin ölümüne sebep oluyor. Peki halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet nedir? Diyabet, genlerimizden gelen kalıtsal bir hastalık mı yoksa beslenme gibi çevresel faktörlerden mi kaynaklanıyor?

 

 

Diyabet Nedir, Neden Oluşur? Diyabet Belirtileri Nelerdir?

 

İnsanlık tarihinin bilinen en eski hastalıklarından biri olan diyabet; ‘hiperglisemi’ olarak tabir edilen kandaki glukoz seviyesinin yükselmesiyle ortaya çıkan metabolik bir bozukluktur. Açlık kan şekeri 126 mg/ld veya tokluk kan şekeri 120 mg/dl üzerine çıkan kişilere diyabet (şeker hastalığı) tanısı konulur. Açlık kan şekeri (AKŞ) ölçümü 100-125 mg/dl olan kişiler, gizli şekere sahiptir ve diyabet için önlem almaları gerekir.

 

Diyabet, şeker metabolizmasını düzenleyen pankreasın yeterli insülin üretememesi sonucunda ortaya çıkar. İsveç Lund Üniversitesi Diyabet Merkezi ve Finlandiya Moleküler Tıp Enstitüsü işbirliğiyle yürütülen araştırmaya göre, dünyada 5 farklı diyabet türü var. En bilinen türleri ise, Tip 1 diyabet ve Tip 2 diyabettir.

 

Diyabet hastası olan kişilerde en sık görülen belirtiler; sık yemek yeme, sık idrara çıkma, aşırı su içme isteği, ağızda tatlılık hissi ve kuruluktur. Bunların yanı sıra yorgunluk, yaraların geç iyileşmesi, sinirlilik hâli, ciltte kuruluk ve istemsiz kilo kaybı da görülen diğer belirtiler arasındadır.

 

Diyabetli hasta grubunun %90 - %95’inin dahil olduğu ve toplumda en yaygın görülen diyabet tipi olan Tip 2 diyabetin oluşumunda; aşırı kilo, ailede diyabet geçmişi, hareketsiz yaşam tarzı ve stres gibi faktörler rol oynar. Bu yüzden özellikle genetik yatkınlığı olan kişilerin açlık kan şekeri ölçümü ile Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT)  olarak bilinen şeker yükleme testini düzenli yaptırmaları ve yaşam tarzlarına özen göstermeleri gerekir.

 

 

Diyabetin Sebebi Genlerimiz Mi?

 

Epidemiyolojik ve moleküler düzeyde yürütülen araştırmalar, diyabetin kalıtımsal (herediter) bir hastalık olduğunu kanıtlamıştır. Yakın akrabaların da dahil olduğu aile taramaları ile diyabetin genetik hikâyesi araştırıldığında, bozulmuş glukoz toleransı prevalansının (görülme sıklığının) yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Tip 1 diyabetli ikizlerde diyabet uyum oranının %50’nin altında olduğu, Tip 2 diyabetlilerde ise bu oranın %100’e yakın olduğu tespit edilmiştir.

 

Tip 1 diyabet, 14 farklı gen tarafından etkilenen poligenik (çok genli kalıtım) bir bozukluktur. Özellikle IDDM 1 ve IDDM 2 genleri, Tip 1 diyabet gelişiminde önemli rol oynarlar. IDDM 1 geni, bağışıklık sisteminden sorumlu Class II molekülleri ile ilişkilidir. IDDM 2 geni ise, kromozom 11p15’de yer alan insülin geni olarak nitelendirilir.

 

Gençlerde görülen ve MODY (maturity onset diabetes of the young) olarak bilinen erişkin tipli diyabette, kişilerin mutasyona uğramış bir gen taşıdıkları tespit edilmiştir. Tip 1 diyabette genetik etkinin yanı sıra beslenme, hayat tarzı, stres ya da çevresel faktörler de hastalığın oluşumunda etkilidir.

 

 

Multifaktöriyel bir hastalık olan Tip 2 diyabetin oluşumunda genetik faktörlerin etkili olduğuna dair güçlü kanıtlar vardır. 2006 yılında aday gen yaklaşımı çerçevesinde yapılan geniş ölçekli ilişki analizinde, farklı ülkelerden gruplarla çalışılmış ve vaka-kontrol örnekleri neticesinde TCF7L2 (transcription factor 7-like 2) gen varyantlarının Tip 2 diyabet ile güçlü ilişkisi olduğu rapor edilmiştir. Günümüzde bu gen, en önemli diyabet yatkınlık geni ünvanını kazanmıştır. Farklı etnik gruplar, diyabetli hayvan modelleri ve ikizler üzerinde yapılan araştırmalar, Tip 2 diyabet patogenezinde (organizmal değişim) genlerin etyolojik (nedensel) rolünü kanıtlamıştır.

 

Klinik diyabet kriterlerine göre yapılan araştırmalarda, aynı genetik yapıya sahip monozigot (tek yumurta) ikizlerinde diyabet uyumluluk oranı %45 - %96 arasında seyrederken, dizigot (çift yumurta) ikizlerinde ise bu oranın %3 - %37 aralığında değişkenlik gösterdiği saptanmıştır. Tek yumurta ikizlerindeki diyabet uyum oranının yüksek olması, diyabetin genetik yatkınlıkla yakından ilişkili olduğunu ve kalıtsal bir hastalık olduğunu kanıtlar niteliktedir. Aynı şekilde tek yumurta ikizlerinde uygulanan kısa süreli egzersiz programları, insülin düzeylerindeki duyarlılıkta benzer sonuçlar vermiştir. (Tremblay, Tip 2 fenotip deneyi)

 

 

Şeker hastalığı üzerine yapılan araştırmalar, genetik faktörlerin Tip 2 diyabet başlangıç yaşını düşürdüğünü göstermiştir. Bu yüzden ailesinde veya birinci dereceden yakın akrabalarında diyabet geçmişi olan kişilerin, erken yaşta diyabet riskini göz önünde bulundurarak postnatal tanı yöntemlerine başvurmaları önemlidir.

 

Günümüzde genetik veriler kullanılarak diyabet gelişme riski öngörülebilir hâle gelmiştir. Genetik risk tahmini ile erken müdahale stratejileri geliştirilerek Tip 2 diyabet önlenebilir veyahut başlangıcı geciktirilebilir. Ailenizde diyabet geçmişi varsa ya da diyabet belirtileri gösteriyorsanız, siz de Tıbbi Genetik Uzmanı Doktor Yaman Sağlama danışabilirsiniz.